Farabi değişim programı ne demektir?
Kısaca "Farabi Değişim Programı" olarak adlandırılan Yükseköğretim Kurumları Arasında Öğrenci ve Öğretim Üyesi Değişim Programı, üniversite ve yüksek teknoloji enstitüleri bünyesinde ön lisans, lisans, yüksek lisans ve doktora düzeyinde eğitim-öğretim yapan yükseköğretim kurumları arasında öğrenci ve öğretim üyesi değişim programıdır.
Türkiye sınırları içinde örgün eğitim veren yüksek öğretim kurumlarında okuyan ön lisans, lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencileri ile idari kadroda yer almayan tüm öğretim üyeleri Farabi programından faydalanabilir.
Yüksek lisans ve doktora öğrencileri hazırlık, bilimsel hazırlık dönemleri ve asıl eğitimin ilk döneminde Farabi değişiminden yararlanamazlar.
Her öğrenci bir defaya mahsus olmak üzere, 1 veya 2 dönem için Farabiden faydalanabilir. Öğretim üyeleri ise değişim programına istedikleri ölçüde başvuru yapabilirler.
Öğrencilerin akademik dereceleri ön lisans ve lisans da 2/4 yüksek lisans ve doktora da ise 2,5/4 ve üzeri olmalıdır.
Farabi
Farabi; 873(H.259) senesinde Türkistan’ın Farab şehrinde doğdu. İlk tahsilini Farab’da gördü. Arapça, Farsça, Grekçe ve Latince’yi çok iyi öğrenerek, Aristo ve Eflatun’un eserlerini defalarca okudu. Ebu Bekr Serrac’dan gramer ve mantık okudu. Daha sonra kendini tamamen felsefeye verdi ve Yuhanna bin Haylan’la birlikte çalıştı. Vaktini felsefi düşüncelerini kaleme almakla geçirdi. Kitaplarını Arapça yazdı.
Bir musiki üstadıydı. Kanun adındaki çalığı aletini o buldu. Ayrıca rübab denilen çağlıyı da o geliştirip, bu günkü şekle soktu. Bir çok bestesi vardır. Matematikle de uğraştı.
Farabi, ilimleri sınıflandırdı. Ona gelinceye kadar ilimler trivium(üçüzlü) ve huatrivium(dördüzlü) diye iki kısımda toplanıyordu. Nahiv, mantık, beyan üçüzlü ilimlere; matematik, geometri, musiki ve astronomi ise dördüzlü ilimler kısmına dahildi. Farabi ise, ilimleri; fizik, matematik ve metafizik ilimler diye üçe ayırdı. Onun bu metodu, Avrupalı bilginler tarafından ancak on üçüncü asırda kabul edildi.
Hava titreşimlerinden ibaret olan ses olayının ilk mantıki izahını Farabi yaptı. O, titreşimlerin dalga uzunluğuna göre azalıp çoğaldığını, deneyler yaparak tespit etti. Bu keşfiyle musiki aletlerinin yapımında gerekli olan kaideleri de buldu.
Aynı zamanda tıp alanında çalışmalar yapan Farabi, bu konuda çeşitli ilaçlarla ilgili eser yazdı.
Aristo’dan sonra gelen bir felsefeci, Muallim-i Sânî ya da Hace-i Sâni (İkinci Üstad / Magister secundus) olarak kabul edildi. Eskiyi yeni felsefeye ustalıkla aktardı. Montesgieu, Spinoza gibi batılı filozoflar, Farabi’nin eserlerinin tesirinde kaldılar.