KAMUOYUNA SAYGIYLA DUYURULUR
Aziz Türk Millet olarak bizler, dünya tarihinin her aşamasında var olduk, büyük savaşlara katıldık, tarihler yazdık, coğrafyaların kaderini tayin ettik ve bu coğrafyalardaki milletlerin varlığını koruduk. Bunun en büyük kanıtı, Osmanlı Devleti’nin tarih sahnesinden çekilirken, onun hakimiyetindeki milletlerin kendi adlarıyla kurdukları devletlerdir. Bugün de aynı tarihi sorumlulukla bu coğrafyanın en büyük güvencesi Türkiye Cumhuriyetidir. Tarihinin hiçbir aşamasında nesillerine yüzlerini karartacak bir geçmiş bırakmayan ecdadımıza yapılmış bir hakaret olan sözde “Ermeni soykırımı” iddialarıyla emperyalistlerin Türkiye’yi zor durumda bırakma teşebbüslerini şiddet ve nefretle kınıyoruz.
Milletimizin Ermenilerle bin yılı aşkın ilk temasından, 1915 yılına kadar hiçbir sorun yaşanmazken, bugün ortaya atılan ve hiçbir ilmi araştırmaya dayanmayan, hukuki bir karşılığı olmayan sözde Ermeni soykırımı iddiaları (!), Amerika ve Avrupa’nın siyasi bir yalanından başka bir şey değildir. Batılı emperyalistlerin tarihi gerçekliğin dışında, Türkiye üzerinde oynamaya çalıştıkları bu oyunların millet olarak her zaman karşısında olacağız. Milletimizin şanlı tarihine ve ecdadımızın aziz hatıralarına sürülmek istenen bu lekeyi bertaraf etmeye gücümüz muktedirdir.
Kara Hasan, Hatay Dörtyol’da Millî Mücadelenin ilk kurşununu Ermeni çetelerine karşı atarken, tek amacı halkımızın ırzını, namusunu, vatanını korumak olmuştur. Çetelere karşı kahramanca karşılık veren aziz milletimiz, kardeşçe huzur içinde yaşamak isteyen Ermeni cemaatine ev sahipliği yapmıştır. Öyle ki geçmişte sağlam temellerle atılan bu hoşgörü bağları halen daha kuvvetli bir şekilde devam ettirilmektedir. Bir hoşgörü kenti olan Hatay’da, Samandağ ilçesinde geçmişten bu yana mutlu bir şekilde yaşayan Vakıflı Köyündeki Ermeni Cemaatinin önde gelenleri de, her yıl gündeme gelen bu asılsız iddialardan rahatsızlıklarını açık ve net bir şekilde belirtmektedirler.
İnanıyoruz ki aklı selim Ermeni vatandaşlarımız da sürekli gündeme gelen bu asılsız iddialardan rahatsız olmaktadırlar. Yüzyıllar boyunca bu topraklarda kendi inanç ve kültürlerine karışılmadan yaşamış Ermeni vatandaşların, Batılı emperyalistlerin oyununa gelerek ileri sürdükleri bu sözde soykırım yalanından vazgeçmelerinin tarihi bir sorumluluk olduğu düşüncesindeyiz.
Sözde Ermeni soykırımı öyle bir yalandır ki, 1915 yılına şahitlik eden ABD, İngiltere, Fransa, Almanya ve Rusya arşivlerinin hiçbirinde bu iddiayı destekleyecek bir kanıt ortaya koyulamamıştır. Ama bunun tam tersine, I. Dünya Savaşı ve Milli Mücadele yıllarında beş yüz binin üzerinde insanımızın Ermeni çeteleri tarafından katledildiği arşiv belgeleriyle sabittir. Bilinmesi gereken şudur ki, bugün iddialara konu olan Ermeni tehcir olayı, Osmanlı Devleti’nin varlığını koruma hakkı kapsamında meşru ve hukuken haklı olarak aldığı bir önlemin gerçeğidir.
İskenderun Teknik Üniversitesi Rektörlüğü olarak, Aziz Milletimizi karalamaya yönelik, tarihi hiçbir gerçeklikle bağdaşmayan, tamamen siyasi bir yalan olan sözde Ermeni soykırımı iddialarını ve ABD Başkanının açıklamalarını şiddetle kınıyoruz.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.